Skolyoz
Skolyoz, omurga eğriliği olarak da bilinmektedir. Dünyada milyonlarca insanı etkileyen bir durumdur. Türkiye’de ise 2,5 milyon insanda görülmektedir. Her yıl binlerce çocuk skolyozdan dolayı korse tedavisine başlamaktadır. Ciddi eğrilik söz konusu olan kişilerde ameliyat yöntemine başvurulmaktadır. Bebeklikte veya çocukluk döneminde gelişim gösteren bir durumdur. Başlangıç yaşı genelde 10 ile 15 yaş aralığındadır. Hafif dereceli skolyoz olduğunda fark edilmeyebilmektedir. Fakat erken dönemde teşhis edilmesi uzun dönemde yaşam kalitesi üzerinde etki göstermektedir. Bundan dolayı çocukların takip edilmesi gerekmektedir.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz Nedir? Spinal deformiteler içinde en sık rastlanılan ve ilerlediği takdirde ciddi duruş bozukluklarına neden olan bir durumdur. Üç boyutlu bir omurga deformitesidir. Bu deformite omurganın yapısal bozukluğundan kaynaklı olarak ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca omurga dışı nedenlere bağlı olarak da gelişim gösterebilmektedir. Yapısal olmayan durumda çoğunlukla zaman içerisinde düzelme göstermektedir. Skolyoza neden olan asıl sebep ortadan kalktığında fark edilmez bir duruma gelmektedir.
Yapısal skolyoz genelde idiyopatik olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat nöromüsküler hastalıklar, bağ dokusu bozuklukları, enfeksiyöz ya da neoplastik durumlar, nörofibromatozis, dejeneratif ve romatizmal hastalıklar, metabolik bozukluklar ve çeşitli travmatik etkiler de omurgada yapısal eğriliğe yol açmaktadır.
Skolyoz Neden Olur?
Skolyoz Neden Olur? Her 100 sağlıklı çocuktan 2 ile 4’ünde görülmekte olan bir durumdur. Ancak ortaya çıkış nedeni bazı durumlarda tam olarak anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte hastalığa neden olan bazı durumlar şu şekilde sıralanmaktadır:
- Omurgadaki yapısal elementlerin işleyişi
- D vitamini eksikliği
- Sosyoekonomik durum
- Cinsiyet
- Gelişim özellikleri
- Sağlıksız beslenme
- Genetik yatkınlık
- Omurgaya asimetrik yüklenmeyi gerektiren işlerde çalışmak
- Nöromusküler yapıların çalışma şekli
- Hormonal unsurlar
- Biyomekanik etkenler
Skolyoz Belirtileri
Sinsi bir şekilde başlayan ve uzun dönemde herhangi bir belirti vermeyen hastalıktır. Genelde ağrı görülmemektedir. Olguların büyük çoğunluğu başka nedenler ile çekilmekte olan radyografilerde tesadüfen denk gelinmektedir. Hamstring kaslarında esneklik kaybı, omurganın bükülme kapasitesinde azalma, karın ve sırt ağrılarında zayıflık görülmekte olan kişilerde, birtakım fiziksel aktiviteler sonucunda şiddetli bel ağrısı ortaya çıkabilmektedir. Aynı zamanda omurganın göğüs kafesi ile ilişkisi göz önüne alındığında ciddi eğrilik şikayetine sahip olan kişilerde göğüs kompliyansının azalmasına bağlı olarak yüzeysel soluma, sık solunum yolu enfeksiyonu görülmektedir. Bununla birlikte belirtiler şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Omuz eğriliği, omuz yüksekliklerinin farklı olması
- Düzensiz kalça hizası
- Çocuk düz durduğunda kolların vücudun yanında düz durmaması
- Çocuk öne eğildiğinde sırtın iki yanının farklı yüksekliklerde olması
Skolyoz Tedavisi
Skolyoz tedavisi için ilk adım durumun teşhis edilmesidir. Erken tanı ile birlikte özellikle ergenlik döneminde eğriliğin ilerleyişini engellemek, omurgayı optimal açıda geriye çevirmek ve bu sayede estetik anlamda ve duruş biçiminde düzelme sağlamak amaçlanmaktadır. İleri evrede olan skolyozların tedavisinin amacı ise öncelikle omurgada ortaya çıkan ağrı şikayetini hafifletmek, elik eden fiziksel sorunları iyileştirmektir. Aynı zamanda solunum fonksiyonunda ortaya çıkan bozulmalar düzeltilmektedir.
Tedavinin planlanması esnasında hastanın yaşı, cinsiyeti, diğer hastalıkları, eğriliği derecesi, yönü, tipi dikkate alınmaktadır. Cerrahi tedavi dışında korse kullanımı ve egzersiz uygulamaları da gerçekleştirilebilmektedir. Ancak eğer oldukça ciddi bir durum bulunuyor ise mutlaka cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır.
Skolyoz Egzersizleri
Skolyoz egzersizleri, omurgayı güçlendirmek, eğriliğin ilerleyişini durdurmak amacıyla uygulanmaktadır. En sık tercih edilmekte olan teknik ise Schroth metodu olarak adlandırılmaktadır. Vücudun asimetrik yük dağılımını ortadan kaldırmakta ve duruşun düzelmesini sağlamaktadır. Kasların esnekliği arttırılmakta ve bununla birlikte kas gücü, denge düzeyi, hareket kabiliyeti, vücudun genel koordinasyon seviyesi desteklenmektedir.